|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
devletçe kamunun kullanımı ve yararı için korunan ve doğal güzellik ve özelliklere sahip bölge |
national park n.
|
|
2 |
General |
doğal afetlerde hayvanların korunması için oluşturulan plan |
animal disaster plan n.
|
|
3 |
General |
doğal kaynakları veya kamu arazilerini şahsi çıkar için tahsis etme |
giveaway n.
|
|
4 |
General |
nesneleri bir arada tutmak için kullanılan, esnek yapılı doğal veya sentetik kauçuk halka |
gum band [pennsylvania] n.
|
|
5 |
General |
abd'nin sınırları dışındaki bölgelerde gerçekleşen doğal ve beşeri afetlerin yarattığı hasarı azaltmak için yürüttüğü programlar |
foreign humanitarian assistance n.
|
|
Phrasals |
|
6 |
Phrasals |
tiyatroda seyircinin sesi iyi duyabilmesi için doğal görünmese bile yüzünü ve vücudunu seyirciye doğru çevirmek |
cheat out v.
|
|
7 |
Phrasals |
(bir çeşit maden/doğal kaynak) için araştırma yapmak |
prospect for (something) v.
|
|
8 |
Phrasals |
(bir çeşit maden/doğal kaynak) için bir bölgeyi araştırmak |
prospect for (something) v.
|
|
Idioms |
|
9 |
Idioms |
'-nin için doğal bir şey olmak |
come easily to (one) v.
|
|
10 |
Idioms |
'-nin için doğal bir şey olmak |
come easy to (one) v.
|
|
11 |
Idioms |
biri için doğal bir şey olmak |
come easily, naturally to somebody v.
|
|
12 |
Idioms |
için doğal bir şey olmak |
come easy to v.
|
|
Trade/Economic |
|
13 |
Trade/Economic |
bir ülkenin zenginleştikçe artan ihtiyaçları karşılamak için daha fazla doğal kaynak kullanması |
affluence trap n.
|
|
14 |
Trade/Economic |
shetland ve orkney adalarında mera gibi doğal kaynakların kullanımı için devletin aldığı vergi |
scat n.
|
|
Law |
|
15 |
Law |
elektrik, doğal gaz gibi kamu hizmetleri için kullanılan toprak |
way n.
|
|
Industry |
|
16 |
Industry |
tuz üretimi için deniz suyunu doğal olarak buharlaştıran bir sistem |
salt garden n.
|
|
Technical |
|
17 |
Technical |
sıvılaştırılmış doğal gaz için tesisat ve donanımlar |
installation and equipment for liquefied natural gas n.
|
|
18 |
Technical |
doğal bir unsuru elde etmek için işlemek |
mine v.
|
|
Petrol |
|
19 |
Petrol |
sondajı tamamlanmış ve üretim safhasına geçmiş petrol, doğal gaz, jeotermal vs. kuyularında; bakım, onarım veya geliştirme için yapılan operasyonların tümü |
workover n.
|
|
|
Medical |
|
20 |
Medical |
doğal iyileşmeyi teşvik için gıda, egzersiz, ısı gibi yöntemler kullanma |
naturopathism n.
|
|
21 |
Medical |
protezi daha doğal göstermek için yapılan estetik uygulama |
cosmesis n.
|
|
Math |
|
22 |
Math |
başka bir sistemdeki logaritmaları elde etmek için tüm doğal logaritmalarının çarpılması gereken sayı |
modulus of a system of logarithms n.
|
|
Chemistry |
|
23 |
Chemistry |
fraksiyonel damıtma solventleri, kimyasalları, doğal ürünleri, petrolü, biyodizeli, ham petrolü ve diğer malzemeleri saflaştırmak için kullanılan bir tekniktir |
fractional distillation is a technique used to purify solvents, chemicals, natural products, petroleum, biodiesel, crude oil, and other materials expr.
|
|
Zoology |
|
24 |
Zoology |
(bitki örtüsü, kayalık) vahşi hayvanlar için doğal sığınak ve koruma sağlayan faktörler |
cover n.
|
|
25 |
Zoology |
hayvan için doğal kamuflaj görevi gören |
apatetic adj.
|
|
Forestry |
|
26 |
Forestry |
kütükleri akıntıya yuvarlamak için yapılmış doğal veya yapay eğim |
rollway n.
|
|
Linguistics |
|
27 |
Linguistics |
sözcük gruplarının vurgu ve etki yaratmak için kasten doğal olmayan yönde değiştirilmesi |
hypallage n.
|
|
Religious |
|
28 |
Religious |
hristiyan ahlakına göre doğal erdemler için bütünleyici olması için tanrı tarafından yaratılan üç erdemden (inanç, umut ve merhamet) biri |
theological virtue n.
|
|
29 |
Religious |
hristiyan ahlakına göre doğal erdemler için bütünleyici olması için tanrı tarafından yaratılan üç erdemden (inanç, umut ve merhamet) biri |
supernatural virtue n.
|
|
30 |
Religious |
hristiyan ahlakına göre doğal erdemler için bütünleyici olması için tanrı tarafından yaratılan üç erdem: inanç, umut ve merhamet |
theological virtues n.
|
|
Environment |
|
31 |
Environment |
toprak ve su ortamındaki çevre kirliliğine yol açan maddeleri yok etmek için doğal yollarla oluşan ya da yapay olarak oluşturulan mikroorganizmaların kullanılması |
bioremediation n.
|
|
32 |
Environment |
dünya doğa ve doğal kaynakları koruma birliği ve dünya doğayı koruma vakfı tarafından ülkelerin ekosistemlerini korumalarına yardımcı olmak için başlatılmış bir strateji |
world conservation strategy n.
|
|
33 |
Environment |
doğal kaynakların korunması için önem arz eden bilgilerin sahada uygulayan çalışma alanı |
conservation n.
|
|
34 |
Environment |
halkın eğlenip dinlenmesi için ayrılmış doğal güzellik alanı |
scenic reserve [new zealand] n.
|
|
Military |
|
35 |
Military |
doğal afet veya düşman saldırısı durumunda can ve mal kaybını önlemek için sivil gönüllülerden oluşan bir organın aldığı acil durum önlemleri |
civil defense (cd) n.
|
|
Photography |
|
36 |
Photography |
doğal renklerde bir fotoğraf etkisi vermek için çok hafif bir baskının vernikle yarı saydam hale getirilip arkası renklendirilmiş daha koyu renkli bir baskı üzerine koyulmasıyla elde edilen bir resim |
hellenotype n.
|
|